Kayıtlar

 Yine buradayım.. Artık biliyorsunuz ya da bilmiyorsunuz bilmiyorum. Söyleyeyim. Ne zaman kendimi kötü hissetsem buraya geliyorum. Neden kötü hissettiğimi bilmiyorum.  Her şey bomboş geliyor, yine.  Elimi kaldıracak gücü bulamıyorum kendimde. Yıkılmış gibiyim ama ayaktayım da. Tuhaf bir duygu yani bu nasıl anlatılır bilmiyorum. Hani baksan nankörlük diyeceksin belki ama öyle değil yani öyle olmadığını umuyorum, İnşallah değildir. Yorgun hissediyorum, hasta gibi. Elimi kolumu kaldıracak halim yok, gözümü açacak halim yok, etrafa bakacak insanlarla konuşacak.. Bazen umudum tükeniyor umutsuz hissettiğim zamanlar oluyor neden öyle hissettiğimi bilmiyorum ama yıkılmış gibi hissediyorum. Sanki böyle her şey olmuş bitmiş ben boşa çırpınıyormuşum gibi ama işte bu sorunların altında yatan nedeni bilemiyorum belki de biliyorum ama dile getiremiyorum ondan da emin değilim. Velhasıl buradayım işte. Burayı kimsenin okumadığını bildiğim için rahat yazıyorum, hem yazmak istiyorum   hem de kimse bilme

Deprem

Resim
 Boğazıma kadar doluyum, içimde biriktirdiğim olumlu olumsuz tüm duygular çıkmak için çırpınıyor ama ben susuyorum. Çünkü konuşmak için ağzımı her açtığımda derin bir iç çekiş eşliğinde yutkunuyorum. Başka ne yapabilirim ki.. Ülkece yaşadığımız çok büyük bir felaketin yaralarını sarmaya çalışıyoruz, saramıyoruz. Bir yanım hep acı, diğer yanım safi çaresizlik, üzülüyorum hem nasıl üzülmek. Dışa vuramadığım duygularımın ağırlığı altında eziliyorum hem nasıl ezilmek. Susuyorum.. En iyi bildiğim şey belki de bu, bilmiyorum. Hani acılar paylaşıldıkça azalırdı, ben neden paylaşamıyorum. Nefesim daralıyor, ne yaparsam yapayım bu kabz halinden kurtulamıyorum. İnsanlar ölüyor dua etmekten başka bir şey gelmiyor elimden. Sonra klavyeye sarılıyorum, yazarsam rahatlarım sanıyorum ama duygularımı buraya da aktaramıyorum. Depreme dair sürekli yeni yeni senaryolar dinliyorum çevremden, duymak istemiyorum. Acının ardına dokunaklı bir müzik ekleyip paylaşıyorlar, insanlığımdan utanıyorum. Acılı bir ban

Yepyeni bir yıl 😻

Resim
  Yılın en sevdiğim zamanına gelmiş bulunuyoruz. İtiraf etmeliyim ki 2022 benim için okuma yönünden biraz boş geçti. Özellikle son çeyreği için 'kayıp' diyebilirim. Biraz hastalıkla uğraştım bu benim motivasyonumu oldukça düşürdü. Çoğu zaman her şeyden vazgeçtim, umudum kırıldı ve hep en kötüsünü düşündüm. Bu bazen hepimize oluyor ama toparlanacak bir sebebim her zaman oldu.  Bunun yanında örgüye fazlaca ağırlık verdim, yorulduğum zamanlar olsa da kafamı toparlamam konusunda yardımcı oldu. Fakat yeni yıl için çok umutluyum. Hedeflerimi belirlemeye başladım, kendimi geliştirme adına yapmak istediğim çok fazla şey var. Eskiden olduğu gibi kalem kalem yazmayacağım ama gerçekleştikçe muhakkak değineceğim. Tabii gerçekleşirse 🤭 Defter kullanmayı çok seviyorum daha doğrusu yazı yazmayı. Bu yıl sadece haftalık ajanda ve okuma defteri kullanacağım ve blog sayfama daha fazla zaman ayırmak için okuduğum kitapları kısa da olsa buradan paylaşacağım. Örgü konusunda baya bi dağıtmış durumda
Resim
  Psikolojik olarak çöküntüde olduğum zamanlarda yünlerin sıcaklığına çekilirim çünkü örgü örmenin iyileştirici gücü olduğuna inanırım. Tam da bu yüzden son günlerde bir hayli ördüm ve örmeye devam ediyorum. Bu kış instagram sayfamı  rengarenk çoraplar süsleyecek gibi görünüyor. Siz de gelsenize bir çift çorabın mutlu edemeyeceği yürek yoktur bence. @jasminestinytoys   Şu an aynı anda iki çorap örüyorum, biri babama biri oğluma.. Sonrası için de bir hayli sırada bekleyen var. Bakalım hep birlikte ne kadarını tamamlayabileceğimi göreceğiz. Zaman o kadar çabuk geçiyor ki neye nasıl yetişeceğimi bilmiyorum.  Ama uğraşmak, bir şeyler üretmek bana iyi geliyor.  Hayatıma dair güncelleme yapmam gerekirse sağlık yönünden sıkıntılı bir süreçten geçtiğimi söyleyebilirim. Daha önce kron hastası olduğumdan bahsetmiştim. Kron, iyileşebilen bir hastalık değil maalesef fakat zaman zaman uykuya geçiyor, benim de öyleydi aslında ama tekrardan aktif olmuş ve yeni bir ilaç tedavisine başlamamız gerekti.

Kilo mu aldın sen?

Resim
 Zayıfladığım dönemde " Aaa yüzün ne kadar çökmüş bi değişik olmuşsun" diyen kişi gördü dün beni  "Aaa kilo mu aldın sen, eskiden ne güzel zayıftın" dedi yüzünü buruşturarak. Hayatıma bir şekilde girmiş insanların varlık sebebini sorguluyorum istemsizce, gülüp geçiyorum ama had bilmez, izan bilmez insanlardan yorulduğumu fark ediyorum. Neden mi bu ayna? Aslında sebebi yok ama şöyle uyarlayabiliriz. Bu konuşmanın ben tarafı şu şekilde devam etti: (Aslında siyah saçlı olan ama mütemadiyen sarı boyalı gördüğüm saçlarını yer yer beyazlamış olsa da siyah görünce)  Saçların ne güzel olmuş, doğal hali yakışmış sana, dedim. Meğer çok boyanmaktan yanmış ve dökülmeye başlamış, tedavi görüyormuş..  Yok, dedim. Gayet iyi duruyor ve aslında bu söylediklerimde oldukça samimiydim. Beni tanıyan bilir yalandan canımcılardan değilim. Çizgimiz belli arkadaş, çirkefle çirkef olduğumuz günler lise bebesi çağlarında kaldı 🤪 (Asalet desen var😅)  İşte bu yüzden karşımızdakiyle fütursuzca
 Hep o aynı şiir dolanır dilime, biliyorsunuz artık defalarca kez yazdım ve sildim aynı oranda.. "Ben eli koynunda ağlayan çocuk, ben sokakta kalmış bir çaresizim.."  Ne var bu mısralara beni bu kadar çeken bilmiyorum. Yıllardır neden silmiyor beynim? Oysa ne ağlıyorum ne de sokakta kaldım. Belki biraz acılara mıknatısım ama hangimiz değiliz ki.  İç sesim mırıl mırıl. Beynimde bölük pörçük kelimeler. Sus! Artık sus! Tamam sen eli koynunda ağlayan çocuk. Sen çaresiz, derbeder.. Sen, hep sen, sadece sen..  Hani diyor ya şair uçmakla düşmek arasında bir yerdeyim diye.. Demiyor mu yoksa ben mi uydurdum bunu da, bilmiyorum. Bildiğim bir şey varsa o da boşlukta süzüldüğümdür. Nedeni, nasılı yok!  Cümlelerim hep yarım kalıyor, artık kafam o kadar dolu ki hep yazmak istiyorum ama iki satırı birbirine bağlayamıyorum. Yine öyle oluyor yazacak onca şey dolanırken zihnimde keskin bir şekilde son bulduruyorum.  Kalın selametle 
Resim
  Her şey değişir.. Sen de değişirsin ve belki inanmazsın ama ben bile değişirim. Önce kendime kalkan yaptığım öfkem diner ve mütemadi suretle canlı tuttuğum inadım. Geçmişte olup biten ne varsa bir çırpıda, beynimde uğuldayan sesleri bir solukta, canımı her kim acıtmışsa gayet olgunca.. Bir de bakmışsın kalemin sivri yanıyla bile değil ardındaki silgiyle süpürür gibi sanki ben hiç örselenmemişim gibi sanki içimdeki kırgınlığın bir ömür sürmesini beklemiyormuşum gibi.. Silerim işte hepsini sanki hiç var olmamışlar gibi.. Ve ben de değişirim,  Öyle bir değişirim ki kitaplarımı fosforlu kalemle çizmeye başlarım mesela, hani o dokunmaya bile kıyamadığım kitaplarımı Mecbur olduğum için değil sevdiğimden ötürü konuşurum insanlarla ve mecbur konuşmak zorunda olduğum kişilerle mesafe koyarım araya..  Ben değişirim ve içimi bir huzur kaplar... Huzur.. Her şeyin başı 💙