Ben ve sefilliğim...

Bazen birden fazla işle meşgul olmaya çalışıyorum ama başarısız oluyorum. Çünkü altından kalkamayacağım her yükün beni hüsrana uğrattığını bildiğim halde aynı hataları yapıyorum.. Defalarca..
Bunun beni güçlendirmesi gerekir aslında ama öyle olmuyor maalesef. Her seferinde biraz daha umutsuzluğa düşürüyor bu durum beni. Oysa kendimin ve gücümün gayet farkında olmama rağmen bu ısrarın nedenini bir türlü idrak edemiyorum. Belki de bu benim mazoşist yanımdır. Ya da inatla kendime kendimi ıspatlama gayretimdir. Hani ne kadar yüksekten düşersen canın o kadar acır ya! Canımın acıyacağını bildiğim halde aynı hataları tekrarlamam bağışıklık kazanmak istememdendir belkide. İnatla her seferinde çakılıp çakılıp yeniden kalkmam kendime duyduğum güvenin göstergesidir ya da aptallığın.
Neden mi yazıyorum bunları...
Yalnızlığın insanıyım ben. Evde oturmayı seven, zora gelmekten, özgürlüğü kısıtlanmaktan hoşlanmayan... Başkalarının müdahalelerini sevmeyen..
Her gün dışarı çıkıyorum. Neden?
Ve her gün baş ağrısıyla eve giriyorum..
Alışırım diyorum, alışamıyorum.
Bu sefer olur diyorum, yine olmuyor.
Sonra bir ses bölüyor düşüncelerimi
"olmuyorsa olmuyordur, zorlama"
Ama yine zorluyorum işte. Yine yine yine..
Gökyüzünün derinliklerine ulaşana dek.
Ya da düşüp bir daha kalkamamaya...

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Deprem

BABAANNEM İÇİN..