Kayıtlar

2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Geceye Not..

Resim
 Dışarıda, gecenin en derin karanlığında şimşekler aydınlatıyor baktığım noktayı. Tıpkı ruhum gibi.. karanlığıma düşmüş yıldırım gibi, kor gibi.. Hem yakıyor hem ferahlatıyor, acımı dindiren umut gibi.. Sonra an geliyor o aydınlık geçip gidiyor, ben gibi, kalbimde sızlayan acı gibi.. Kimse bilmiyor, kimse dinlemiyor sessiz çığlıklarımı, kulaklar sağır ve umarsız.. Yine.. Herkes gibi.. İçimde anlatamadığım kelimelerin yorgunluğu Sussam diyorum, susuyorum ama bana yazık.  Konuşsam diyorum, konuşamıyorum çünkü sana yazık.. Sonra an geliyor kapatıp gözlerimi karanlığa.. Dalsam, diyorum. Dalıyorum..  Çıkamıyorum, öylece kalıyorum. Oysa ben karanlıktan çok korkuyorum. 

Neden?

 Bazı şeylerin nedeni olmaz. O an öyle olması gerektiği için öyle olmuştur,bilemezsin. Zaten sorgulamazsın da.. Mesela neden o kitabı okuyorsun, diye soruyorlar.. Düşünüyorum, ne diyeceğimi bulamıyorum. Evet okumak istediğim için, bilgi almak için, bir şeyler öğrenmek için, bana huzur verdiği için, sevdiğim için, canım öyle istediği için.. Liste uzayıp gidiyor ama karşımdakine verecek uygun bir cevap bulamıyorum çünkü en başta soru yanlış.  Neden susuyorsun, diyorlar mesela. İnsan her zaman anlatacak bir şey bulamayabiliyor ya da karşındaki dinleyici cevaplarına layık olmayabiliyor veya susmak istiyorsun, sadece biraz susmak..  Neden o konu hakkında yazmıyorsun, diyorlar. Yazmanın bir zamanı var bilmiyorlar..  Sürekli sorguluyorlar, nedenlerle boğuyorlar, gereksiz darlıyorlar keyfimi kaçırıyorlar.  Bazı şeylerin nedeni olmaz azizim! Sadece yaşarsın önünü sonunu sorgulamadan. 

Sus!

 İnsanlara güvenebilir misin? Ben güvenemem.. Hele herkesin haklı olmaya aşırı meraklı olduğu şu dönemde. Peki haklı olmak, yerli yersiz konuşmayı, karşısındakine ateş püskürtmeyi mi gerektirir?  Şaşırıyorum. Herkesin ateşle hakkını savunduğu şu dünyada bir köşeye sinmiş onları izliyorum, leş kargalarını andırıyorlar. Herkes ne kadar da saldırgan!  Oysa ne diyordu Hz. Ali (r.a) "Haklı olmak yetmez, haklı kalmak gerekir"  Tüm benliğimle iğreniyorum bütün o insanlardan. Karşısındakine söz hakkı tanımayan, hep kendini, sadece kendini haklı gören, yaptığı küçük bir iyiliği bile sürekli başa kakan, benimle senin, seninle onun, onunla yine benim dedikodumu yapan.. Arkamdan konuşan ama sonra sinsice yüzüme gülen herkesten. Etimle kemiğimle tüm benliğimle iğreniyorum.  Zalimin konuştuğu, mazlumun susturulduğu, sesi gür olanın bağırarak konuşmayı kendinde hak bulduğu, tüm o çapsız, biçimsiz insanlardan..  Bana uzak olmasını istediğim ama istenmedik ot misali dibimde biten, orakla sökü

Kitap Alışverişi 🥳

Resim
  Yakın zamanda Amazon %70 lere varan indirimle kitap satışı yaptı, aslında son zamanlarda kitap okuyamadığım için yeni kitap almak gibi bir düşüncem yoktu. Fakat Eylül ayında kitaplara zam geleceğini ve kitaplarda uygulanacak sabit fiyat yasasını duyunca aklımda olanların küçük bir kısmını almak istedim.  Peki nedir bu sabit fiyat yasası..  (Benim anladığım kadarıyla)  Küçük yayıncıyı korumak için çıkarılmış bir yasa. Evet, elbette korusunlar. Korumalılar da..  Ben de isterim bir kitapçıya gidip, görerek dokunarak alışveriş yapmayı ama biraz gerçekçi olalım kimse para basmıyor.  İnternet üzerinden satış yapan kitap siteleri aynı kitabı yarı fiyatına sattığı için insanlar kitapçılardan alışveriş yapmıyormuş ve bu durumdan kitapçılar zarar görüp dükkan kapatmak zorunda kalıyormuş.  Cümlemi tekrarlamak istiyorum  İnternet üzerinden satış yapan kitap siteleri aynı kitabı yarı fiyatına sattığı için..  Elbette indirimli olanı alacağız bunda anormal bir durum görmüyorum. Dediğim gibi tabii k

Canım Resim 😍🌺

Resim
Gelelim defterlerime. Daha önce söylemiştim sulu boya yapmaya nasıl karar verdiğimi hatırlamıyorum, çünkü atölye yıllarımda nefret ederdim. Ya böyle atölye yılları deyince havalı oluyor ama bakmayın öyle söylediğime, eğlencesine gidiyordum. Hani demiştim ya ortam güzel diye cidden çok güzeldi. Hafta sonları giderdim sohbet, muhabbet, çay kahve, yemek ne ararsanız vardı. Resim de yapardık tabi ama benim için bambaşka bir dünyaya açılan kapıydı orası. Ev ortamım kötü falan değildi yanlış anlaşılmasın, söylemek istediğim boyalarla dolu bir ev düşünün, herkes resim yapıyor. Kimse kimseyle tartışmıyor, kavga yok, çekememezlik yok, her taraf resim dolu, Kitaplığımızda ünlü ressamların resimlerinin, hayatlarının olduğu kitaplar falan benim için büyülü bir dünya. Kalbimin bir köşesi hala orada. Belki de bu yüzden bu kadar çok istiyorum bir atölyemin olmasını.. Neyse konu dağılmasın sulu boyadan ne kadar hoşlanmadığımdan bahsediyordum. O dönemlerde halam Almanya'dan bana iki defter ve gua

Yıkasam Temizlenir mi?

 Bazen her şey anlamını yitiriyor büyük bir umutsuzluk çöküyor, sonra karamsarlık.. Ciğerinde öküz büyüklüğünde bir acıyla kalakalıyorsun ve muhtemel ki kaldırmakta zorlanıyorsun. Ezildikçe eziliyorsun o seni derinden sarsan acının altında.. Önce gözlerin kararıyor, başında telaşlı bir duman. Oturup soluklanmak istiyorsun, belki gözlerini sımsıkı yumup başka bir diyara ışınlanmak ama olmuyor işte.. O göğsünde çöreklenen acı kalksa, azcık kaysa kenara derin bir nefes alsan belki biraz rahatlayacaksın.  Olmuyor, kaburgalarını sıkarcasına daralıyor için. Nefes almak için, içindeki umutsuzluğu söküp atmak için son bir gayret yumuyorsun gözlerini ve o toprak yolda yürürken görüyorsun ayaklarını, ayaklarına bakıyorsun toza bulanmış, biraz çamurlu.. Sonra kaldırıyorsun kafanı mavinin en tatlısı, yeşilin sonsuzu. Yüreğine oturan öküz kalkmış, derin bir nefes alıyorsun, seni sıkan ellerden kurtulup özgürlüğe yürüyorsun. Sonra ayaklarına takılıyor gözlerin ayakkabın çamurlu.. 

Hanne - Bahadır Yenişehirlioğlu

Resim
  Günümüz popüler yazarlara pek meylim yoktur. Bu kitabı da arkadaşımın hediyesi olduğu için okudum. Yazar, süslü cümleler kurmaya çalışırken kelime kaosuna sebep olmuş bu da epey bi iğreti durmuş.. Olay örgüsünde kopukluk vardı, bazı yerler gereksiz uzatılmışken bazı yerler kısa kesilmişti. Mesela Hanne'nin kocasıyla ciddi anlamda iletişim eksiği vardı ve bu bana adama haksızlık ettiğini düşündürdü. Kız büyük acılar yaşamışdıysa da asla o duygular bana geçmedi. Elbette herkes duygu aktarımı konusunda iyi olamaz ama bu kadar kötüsünü de görmedim. Ayrıca her cümlede defalarca Hanne demenin mantığını kavrayamadım, anladık adı Hanne!  Okurken kafamı taşlara vurasım geldi çok defa. Spoiler vermek istemem ama kız (Hanne) yüzünden çok önemli bir olay yaşanıyor ve kız bu olay karşısında kendini suçlamak istiyor 🤭 Evet suçlu zaten sensin diye bağırdım içimden defalarca ama çevresindeki insanlar onun suçu olmadığına inandırdı kızı. E kız zaten dünden razı buna 😒 Yazarın sevenlerini kızdır

Korona Günleri 10

Resim
 Şu pandemi o kadar uzun sürdü ki  hiç bitmeyeceğini düşünmeye başladım.. Evet aşılar çıktı, çıkmaya devam ediyor, tedavi olanağı arttı ama yine de bitmesine dair umudumu kaybettim. Eskiden normal gördüğümüz her şey 'lüks' oldu; yürüyüşe gitmek, parka gitmek, arkadaşlarla birlikte kafeye gitmek, canın sıkıldığında kafa dinlemek için alıp başını gitmek.. pazarda rahat rahat dolaşmak bile. Evet, evde geçmesini sevdiğim, sosyalleşmekten hoşlanmadığım bir hayatım var ama bu ben böyle istediğim için böyleydi hep, hiçbir olgunun dayattığı bir durum değildi. Eve kapanırdım sonra istediğim zaman çıkardım; sonunu düşünmeden..  Oysa şimdi öyle değil. Tedirginiz her daim, hoş ben  evde keyifliyim ama yine de bitsin istiyor işte insan. Bitsin ve biz eski rahat günlerimize dönelim. Ne kadar çok alışmışız öyle değil mi rahata!  O an için anlamsız gelen ne kadar çok 'an' şimdi keşkemiz, özlemimiz oldu.   Sanırım bundan sonra düze çıkamayacağız. Pandemi bitse bile hep başkaları gelecek

Neler Yapıyorum..

Resim
  Yine uzun bir aradan sonra buradayım. Açıkçası bu blogdan umudumu her kestiğimde bir el tutuyor, kalk diyor kalk!  Yakında 10 yıl olacak dile de zor azizim 10 yıl. Koskoca 10 yıl.. Ben ki bugün başladığım işten sıkılan, kolayca dağılan, radikal bir kararla her şeyi silip atan ama bir bu blogdan kopamayan. Kapatmaya her kalkıştığımda vicdan denen gücün elime sımsıkı yapışması "yampa!" diye ve benim yapamayışım.  Çoğu zaman, okuyan var mı nın derdine düşmeyen ama bazen de 'zaten kimse okumuyor, kapat dükkanı git,' telkinleriyle savaşan. Kendiyle, hep kendiyle, mütemadiyen kendiyle savaşan. Günlerinin karşısına ne çıkaracağını asla bilmeyen bir insan tanesi.. Ben. Kendim. Zaten bu hayat savaşmaktan ibaret değil mi?  Beni takip eden, yazdıklarımı okuyan hatta soran, merak eden mutlu olmasını dilediğim azınlığa sesleniyorum. Teşekkür ederim 😊 Yoğun günler geçiriyorum bahsetmiştim Etsy'de sanal dükkanımı açacaktım.. Henüz tam olarak açamadım şuan çevremdeki insanları

Büyük Hayallere Küçük Adımlar

Bu blog sayfasını 2012 yılında, amigurumi yapmaya başladığım zamanlarda açmıştım. O zamanlar niyetim amigurumi ile ilgili bilgiler, tarifler paylaşmaktı. Bunu yaptım da ama belli bir süre geçipte herkes amigurumi yapmaya başlayınca (bilmeyenler için amigurumi : örgü oyuncak) herkesin yaptığı şeyi ben yapmam kibriyle bıraktım ve maalesef sayfada amigurumi adına paylaştığım her şeyi sildim. Böyle fevri kararlarım çok fazladır.. Ama işte gönül verdiğimiz hobilerimizden vazgeçmek o kadar kolay olmuyor. Yıllar sonra yeniden amigurumi yapmaya ve bu sefer işi biraz daha büyüterek satmaya ya da satmaya çabalamaya karar verdim. Burada beni hala takip eden bir avuç dost var, biliyorum.. Size gerçekten minnettarım 💐 yakında sayfada 10 yılı doldurmuş olacağım. Yazdıklarımın yarısını silsem de çok emek verdim buraya. Çoğu zaman yine fevri davranarak kapatmaya kalktım ama kıyamayıp tüm yazıları taslağa çevirdim ve belli bir süre boş bıraktım, sonra yine geldim, iyi ki de kapatmamışım. İnsan bazen h

Koronalı Günler..

.. ve evet biz de sonunda koronaya yakalandık. En başından beri bu anın geleceğini biliyordum aslında. Bir yanım korkuyla beklerken diğer yanım, aman ne olacaksa olsun artık, deyip durdu. Bazen kaçmak istediğimiz şeylerden çok da iyi kaçamıyoruz. Bu belki bir hastalık belki de kendimiz.. Nihayetinde her seferinde itinayla yakalanmayı başarıyoruz. Neyse işte bizim eve de o korkulu korona geldi çattı. Belki garip gelecek ama  yaşadığım ilk duygu rahatlamaydı. Çünkü o şeyi yaşamak, korkuyla beklemekten daha kolay. Eklem ağrıları, ateş, baş, boyun, sırt ağrısı.. Göğüste daralma, kalpte tuhaf bir serzeniş yani akla gelebilecek her şeyi yaşadım. Belki biraz zordu belki de değil. İlaç içmem dedim, korona mutasyonlu çıktı, mecbur içtim. İlaç mideme dokundu.. Ayakta geçiriyorum dedim, yatağa düştüm günlerce yattım.. Yani biraz kolaydı ama çokça zor. Sen hastasın ama öte yandan herkes hasta. Çocuklar hafif geçirdi çok şükür ama ilgiye ihtiyaç duydular. Hastasın ama sabah kalkınca kedinin kumunu

Yıl Biterken

Resim
  Bunu hep yapıyorum aslında. Sene biterken, önce geçen yılın kritiğini sonra gelecek yılın planlarını... 2020 hepimiz için zor geçti kabul ediyorum ama biraz da farklıydı. Çokça yenilik girdi hayatımıza, hayatıma. Yapamam dediğim şeyleri yaparken buldum kendimi, ufak tefek hayallerimi gerçekleştirdim, anın kıymetini, yaşamanın değerini, 1 nefeslik temiz havanın önemini ve daha daha nicelerini tattım bu yıl.  ⚡Blog da biraz gezerseniz yalnızlığı ne kadar sevdiğimi görebilirsiniz. Hani son zamanlarda meşhur olmuş bir laf var ya "konfor alanının dışına çık" işte benim konfor alanım evim ve evim benim özgürlüğüm. Rahatsız edilmekten, zırt pırt kapının çalmasından, gezmeye gitmekten hoşlanmam. Belki de bu sebepten hiç komşum yok. Beni, benim iç dünyamdan koparacak her şeyden kaçarım. Yani kaçardım. Ta ki korona gelip de bizi evlerimize hapsedene dek. Şimdi istesem de çıkamıyorum konfor alanımdan. Ailemden, arkadaşlarımdan ve bir sürü bana iyi gelen şeyden uzak geçiriyorum zamanı.