Kayıtlar

2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kim bu A. S. M. S

Resim
Aslında defterlerimden bahsedecektim ama evde temizlik yaparken lise yıllığımı buldum. Şöyle bir geçmişe gittim.. O zaman ne kadar farklıymışım demiycem tabi ki 😂 hala aynıyım. Tamam, ufak tefek farklılıklar var mesela o zaman çok daha girişkendim; böyle yabani değildim. Araba fobim yoktu; gezmeyi, hele hele otobüs yolculuğunu çok severdim, sosyaldim.. ama yine benim yani bir insan ne kadar değişebilir ki.  Bizim bir arkadaş grubumuz vardı 8 kişilik..  İsmi Arka Sokağın Masum Serserileri.  O zamanlar ünlü olan yabancı bir grubun (backstreet boys)  dergi röportajında okumuştum, (ç)alıntı yani😜 Neyse işte grup içinde de herkesin farklı lakapları vardı. Benimki Çete başı 🙈 Sonra gruptan iki kişiyi çıkardık ya da onlar çıktı bilmiyorum, görüşmüyoruz şuan. 6 kişi olarak hayatımıza devam ediyoruz.  Yıllık hazırlarken arkadaşlarım benim için bu satırları yazmıştı, şimdi bakınca ufak tefek yazım yanlışları olsa da güzel yazmışlar 😜 şiiri ben seçtim.  O zamanlarda da

Korona Günleri 9 (Resim😍)

Resim
Sürekli resimden bahsediyorum. Oyyh resim derken bile gözlerimin içi parlıyor 😊 Her ne kadar resim yapmayı bırakıcam, elimi bile sürmiycem, olmuyor olmuyor olmuyor, asla istediğim gibi resim yapamiycim desem bile... Seviyorum arkadaş vazgeçemiyorum.. Aslında resim yapma sevdası çok sonradan hasıl oldu, eski yazılarda ara ara bahsetmiştim ama şimdi ben de bilmiyorum nerede olduğunu. Kısaca anlatmak gerekirse, liseden mezun olduktan sonra annemle Bakırköy de dolaşırken tevafuken bi galerinin 🤔aslında galeri değildi, içeride resimler, çerçeveler falan vardı. Şimdi düşününce bodrum katta kasvetli bir mekandı. Neyse işte oranın vitrinini gördük ve merak edip alt kata indik. Ordan burdan derken arka sokakta kurs olduğunu ve ders verildiğini öğrendik. O zamana kadar resim yapmak aklımın köşesinin kıyısından bile geçmemiş, zaten en son resim deneyimim öğretmenin! hakaretleriyle son bulmuş ve ben resim öğretmenlerinden nefret eder olmuşum. Ama annem bi gidelim dedi. İyi ki de demiş. Gittik,

Korona Günleri 4 (oynatmaya az kaldı)

Günlerdir dilimde hep o şarkı.. "Bu sevdalar boşuna hey bu sevdalar boşunaaaa, le le lee.."  Nasıl bi bilinç altına sahibim arkadaş bilmiyorum ki. Dur şimdi çocukluğuma inelim. Bakalım bizi neler bekliyor. Sene bilmem kaç, yaş ortaokul bebesi çağları. Babamın tekstil atölyesi var, konfeksiyon deniliyor o zamanlar, şimdi ne deniyor valla cahilliğime verin bilmiyorum. Ama yine aynıdır yani 😂 En atarlı çağlarım, komple atar doğmuşum gerçi ben. Yaz tatillerinde babama yardım ediyorum ama pek istekli değilim tabii. Surat beş karış, 10-12 çalışan var hepsi oğlan, hepsi arabeskçi, çoğu sigara içiyor, dertli dertli tüttürüyorlar şarkıya eşlik falan ediyorlar. Sadık diye bir çalışan  var, radyo teyp ondan soruluyor. Söylememe gerek var mı bilmiyorum ama kral fm açık. Dertli bir şarkı çıktığında Sadık'ın yumruğu iniyor makineye ben bi sıçrıyorum yerimden sonra öyle bir dikiyor ki motorun sesine yetişemiyorum. İşte ben gelmişim ortaokul bebesi, patron kızı, elinde Tarkan kaseti

Korona Günleri 3 (plan program)

Yeni bir aya başladık. Ağaçlar çiçek açtı ve bizim de içimizin çiçek açması yakın. Öyle olmalı yani, öyle olmasını umuyorum. Yeni ay için yeni hedefler belirledim. Planımı kurdum ve dahi dün itibariyle uygulamaya başladım. Ümitsizlikten sıyrılıp evlerimize baharı getirme vakti gelmedi mi 🌺 Bu ay okuma üzerine yoğunlaşmak istedim ama okuyacağım kitapları belirlemedim. Ruh halime göre ilerlerim diye düşünüyorum. Çünkü önceden planladığımda ya hepsi yetişmezse stresine giriyorum ve şu sıralar yeterince stresim olduğu için risk almak istemedim. Malum temizlik önemli 😜 Bi bahar temizliği yapmayayım mı yani.. Dolap içleri, baza altları, çekmece dipleri hepsini bi elden geçirmek gerek. Bunların dışında instagram kullanımıma kısıtlama getirdim. Bakıp bakıp insanlara kızmaktansa hiç girmemek daha iyi. Sonunda resim yapamadığıma kanaat getirdim ve onu da toptan bıraktım. Kursum zaten kapanmıştı ama açıldığı zaman da gidip kaydımı sildirme kararı aldım. Tabii açılırsa. Geçen yıl resim

Korona Günleri 2

Zaman geçmez diyoruz ama geçiyor. Bugün bilmem kaçıncı gün olmuş bile... Sizi bilmem ama ben çok düşünüyorum, her şeyi.. Mesela, eğer bu hastalığa yakalanırsam ve ölürsem kefen yerine soğuk bir ceset torbasına mı koyulacağım. Gusül abdesti aldırılmadan, cenaze namazım kıldırılmadan hatta ailemden hiç kimse uğurlamaya gelmeden. Peki tamam, olsun.. Eğer bunlar benim geçmişte işlediğim günahlarıma keffaretse olsun. Ama ya bunlar bana cezaysa. Bi kefene bile layık değilse bedenim?  Bu nasıl bir beyin yangını böyle, bu nasıl bir kalp ağrısı.. Sonra çocuklarım geliyor aklıma sık sık.. Ahh!  Anne olmak ne kadar zormuş, altında ezildikçe eziliyorum.. Neyse işte günlerim bi kısır döngü.. Umuttan umutsuzluğa dönüp duruyor. Neyse ki dua var. Duanın serinliği var.. O da olmasa. Zamanımı değerlendirmekte sıkıntı çekiyorum. Sanırım duruma adapte olamadığım için böyle oldu. Ama yavaş yavaş alışıyorum, belki de kabulleniyorum. Yeni bir program yapıp hayatıma kaldığım yerden devam etmek istiyor

Korona Günleri 1

Çok fazla salgınlı ve karantinalı kitap okudum, film izledim. Ama gerçek hayatta böyle bir şeyin başımıza geleceğini asla aklıma getirmedim. Sayı katlanarak artıyor, ortalık bilgi kirliliğiyle dolu, provokatörler, fırsatçılar, bencil ve her şeyi gırgıra alan insanlar yine meydanlara çıkıyor, hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar. Bir kez daha gördük ki virüs değil, insanlıksızlığımız bizi öldürüyor. Yavaş yavaş, acı vere vere.. Tahammül sınırımı aştım, dayanamıyorum. Watsap mesajları susmuyor, herkes eğlence peşinde. Kimi çocukların yaramazlığından, kimi dağılan evden, kimi alacağı kilodan, kimi de bunun ne biçim bir tatil olduğundan, evde bunaldıklarından dem vuruyor. Bunun bir tatil olmadığını anlamıyorlar. Ciddi idrak sorunu yaşıyorlar. Ben anlamıyorum ki çocuklarını okula gönderince daha mı huzurlu olacaklar. Bu nasıl bencillik... Hepsinden sıkıldım.. Tüm gereksiz gruplardan çıkmak istiyorum. Egosu tavan yapmış bütün insanlarla alakamı kesmek istiyorum. Öyle işte azizim! Korona değil,

Korona.. Nasıl öleceğiz🤔

Size de oluyor mu bilmiyorum ama zaman zaman nasıl öleceğimi düşünüyorum.. Sonuçta hepimiz bir gün öleceğiz ve bunun ne şekilde olacağını merak etmek kötü bir şey olmasa gerek. Korktuğum, hatta çok korktuğum ölüm çeşitleri var. E tabii insan rahat bir ölüm arzular.. Korona ilk duyulduğunda cazip gelmişti, yani yatağında ölüyorsun falan herkes bunu istemez mi? İstemez azizim! İstemez. Ölüm istenmez, aklımızın bir köşesinden küçük bir düşünce olarak geçer, sislerin ardından. Böyle, hafif bir duman bulutu gibi.. O buluta uzaktan bakarken bile için titrer. Gelin görün ki zaten korona da öyle kolay bir ölümle gelmiyormuş bize. Boğuluyormuş insan, ciğerleri tükeniyormuş. Ne kadar korkunç öyle değil mi? İster istemez ailesi geliyor insanın aklına, en çok da çocukları.. Canın pahasına korumak istiyorsun ama an oluyor çaresiz kalıyorsun. Bu korona geçer mi kalır mı bilmiyorum. Benden, bizden bir can alır mı onu da bilmiyorum. Biraz umutsuzum son günlerde. Çokça da mutsuz. Her şey anlamını

Bir Garip Hallerdeyim..

İnsan sanıyor ki yeni yaşına girince ya da yeni bir yıla.. Her şey bir anda değişecek. Sihirli bir değnek hayatınıza değecek ve yaptığınız tüm planlar tıkır tıkır işleyecek. Aslı öyle değil ama Dünle bugün arasında saniyeler var sadece. Geçen aylar seni değiştirmeye yetmediyse saniyeler nasıl yetsin ki. Hoş insan da öyle kolay kolay değişecek bir varlık değil nihayetinde. İnstagramı telefonumdan sildim ama bir hafta dayanabildim. İnsan arıyor azizim sevdiği şeylerden her zaman feragat edemiyor. 2019 da resim için nasıl 'iyi ki' dediysem 2020  bunun yerini 'keşkelere' bıraktı. Gönül küstü azizim gidesi gelmiyor. Ayaklar geri gitse de yoldan dönmek yakışmaz tabii. Şuan kullandığım iki tane suluboya defterim var. Onları o kadar gelişigüzel boyuyorum ki tek amacım ikisinin de bir an evvel bitmesi. Bitince yeni defter almayacağım ve suluboya serüvenime son vereceğim. Yani inşallah 😅 Resim dersi için de dönemin bitmesini bekliyorum.. Aslında bu yıl gidip gitmeme kon