Korona Günleri 4 (oynatmaya az kaldı)
Günlerdir dilimde hep o şarkı..
"Bu sevdalar boşuna hey bu sevdalar boşunaaaa, le le lee.." Nasıl bi bilinç altına sahibim arkadaş bilmiyorum ki.
Dur şimdi çocukluğuma inelim. Bakalım bizi neler bekliyor. Sene bilmem kaç, yaş ortaokul bebesi çağları. Babamın tekstil atölyesi var, konfeksiyon deniliyor o zamanlar, şimdi ne deniyor valla cahilliğime verin bilmiyorum. Ama yine aynıdır yani 😂
En atarlı çağlarım, komple atar doğmuşum gerçi ben.
Yaz tatillerinde babama yardım ediyorum ama pek istekli değilim tabii. Surat beş karış, 10-12 çalışan var hepsi oğlan, hepsi arabeskçi, çoğu sigara içiyor, dertli dertli tüttürüyorlar şarkıya eşlik falan ediyorlar. Sadık diye bir çalışan var, radyo teyp ondan soruluyor. Söylememe gerek var mı bilmiyorum ama kral fm açık. Dertli bir şarkı çıktığında Sadık'ın yumruğu iniyor makineye ben bi sıçrıyorum yerimden sonra öyle bir dikiyor ki motorun sesine yetişemiyorum. İşte ben gelmişim ortaokul bebesi, patron kızı, elinde Tarkan kaseti. Şunu takıver de dinleyelim diyorum. Sadık'ın gözleri beynine kadar dönüyor ama bir şey diyemiyor. Babam da orada çünkü.. Dinliyoruz Tarkan'ı kimsede ses yok, atölyede cenaze sessizliği ben mutlu mutlu çalışıyorum, diğerleri bir kaşık suda boğacak beni.. Sonra kaset bitiyor onların çileside son buluyor. Radyoya tekrar dönülünce mırıltılar yükseliyor, makinelere yumruk atmalar, sigaralar falan..
Günler günleri kovalıyor.. Ben öğleye doğru gidiyorum yüzümde pis bi sırıtışla Tarkan'ın kasetini uzatıyorum Sadık ve diğerleri gözlerini deviriyor ama mecbur dinliyorlar, baştan sona bir kere, işkenceleri bitince normale dönüyorlar 😂
Bi gün ben gidiyorum sessizce çalışmaya başlıyorum. Sadık sesleniyor arkamdan
" Bugün Tarkan yok mu" diye.
Yok diyorum azıcık da Müslüm dinleyeyim. Sadığın yüzünde tatlı bir tebessüm. O günden sonra ben de onlar gibi arabeskçi oluyorum. Kah masayı yumrukluyorum, kah şarkıyı mırıldanıyorum. Bi sigara içmiyorum ama, karşıyız arkadaş sigaraya! Cıkıs içmiyoruz, sağlığa zararlı.
İşte o gün bu gündür arabeskçiyim, seviyorum işte napiiimm. Ama şu günler hiç uygun değil, zaten kafa bi dünya bir de dertli şarkılar dinleyip hepten depresyona girmenin anlamı yok. Mesela bu satırları yazarken Ferhat Göçer dinliyorum.. Yıllarım Gitti diye bağırıyor arkadan. Yok arkadaş zinhar akıllanmam ben.
Gidip de azıcık kitap okuyayım bari 😜
"Bu sevdalar boşuna hey bu sevdalar boşunaaaa, le le lee.." Nasıl bi bilinç altına sahibim arkadaş bilmiyorum ki.
Dur şimdi çocukluğuma inelim. Bakalım bizi neler bekliyor. Sene bilmem kaç, yaş ortaokul bebesi çağları. Babamın tekstil atölyesi var, konfeksiyon deniliyor o zamanlar, şimdi ne deniyor valla cahilliğime verin bilmiyorum. Ama yine aynıdır yani 😂
En atarlı çağlarım, komple atar doğmuşum gerçi ben.
Yaz tatillerinde babama yardım ediyorum ama pek istekli değilim tabii. Surat beş karış, 10-12 çalışan var hepsi oğlan, hepsi arabeskçi, çoğu sigara içiyor, dertli dertli tüttürüyorlar şarkıya eşlik falan ediyorlar. Sadık diye bir çalışan var, radyo teyp ondan soruluyor. Söylememe gerek var mı bilmiyorum ama kral fm açık. Dertli bir şarkı çıktığında Sadık'ın yumruğu iniyor makineye ben bi sıçrıyorum yerimden sonra öyle bir dikiyor ki motorun sesine yetişemiyorum. İşte ben gelmişim ortaokul bebesi, patron kızı, elinde Tarkan kaseti. Şunu takıver de dinleyelim diyorum. Sadık'ın gözleri beynine kadar dönüyor ama bir şey diyemiyor. Babam da orada çünkü.. Dinliyoruz Tarkan'ı kimsede ses yok, atölyede cenaze sessizliği ben mutlu mutlu çalışıyorum, diğerleri bir kaşık suda boğacak beni.. Sonra kaset bitiyor onların çileside son buluyor. Radyoya tekrar dönülünce mırıltılar yükseliyor, makinelere yumruk atmalar, sigaralar falan..
Günler günleri kovalıyor.. Ben öğleye doğru gidiyorum yüzümde pis bi sırıtışla Tarkan'ın kasetini uzatıyorum Sadık ve diğerleri gözlerini deviriyor ama mecbur dinliyorlar, baştan sona bir kere, işkenceleri bitince normale dönüyorlar 😂
Bi gün ben gidiyorum sessizce çalışmaya başlıyorum. Sadık sesleniyor arkamdan
" Bugün Tarkan yok mu" diye.
Yok diyorum azıcık da Müslüm dinleyeyim. Sadığın yüzünde tatlı bir tebessüm. O günden sonra ben de onlar gibi arabeskçi oluyorum. Kah masayı yumrukluyorum, kah şarkıyı mırıldanıyorum. Bi sigara içmiyorum ama, karşıyız arkadaş sigaraya! Cıkıs içmiyoruz, sağlığa zararlı.
İşte o gün bu gündür arabeskçiyim, seviyorum işte napiiimm. Ama şu günler hiç uygun değil, zaten kafa bi dünya bir de dertli şarkılar dinleyip hepten depresyona girmenin anlamı yok. Mesela bu satırları yazarken Ferhat Göçer dinliyorum.. Yıllarım Gitti diye bağırıyor arkadan. Yok arkadaş zinhar akıllanmam ben.
Gidip de azıcık kitap okuyayım bari 😜
Yorumlar
Yorum Gönder