Korona Günleri 9 (Resim😍)





Sürekli resimden bahsediyorum. Oyyh resim derken bile gözlerimin içi parlıyor 😊
Her ne kadar resim yapmayı bırakıcam, elimi bile sürmiycem, olmuyor olmuyor olmuyor, asla istediğim gibi resim yapamiycim desem bile... Seviyorum arkadaş vazgeçemiyorum..
Aslında resim yapma sevdası çok sonradan hasıl oldu, eski yazılarda ara ara bahsetmiştim ama şimdi ben de bilmiyorum nerede olduğunu. Kısaca anlatmak gerekirse, liseden mezun olduktan sonra annemle Bakırköy de dolaşırken tevafuken bi galerinin 🤔aslında galeri değildi, içeride resimler, çerçeveler falan vardı. Şimdi düşününce bodrum katta kasvetli bir mekandı. Neyse işte oranın vitrinini gördük ve merak edip alt kata indik. Ordan burdan derken arka sokakta kurs olduğunu ve ders verildiğini öğrendik. O zamana kadar resim yapmak aklımın köşesinin kıyısından bile geçmemiş, zaten en son resim deneyimim öğretmenin! hakaretleriyle son bulmuş ve ben resim öğretmenlerinden nefret eder olmuşum. Ama annem bi gidelim dedi. İyi ki de demiş. Gittik, bir binanın en üst katı, hocamız Mehmet bey, ortam güzel, insanlar güzel. Olur dedim, oldu valla. Yıllarca gittim ama ben karakalemden nefret ettiğim için çizim dersi hiç almadım, doğrudan yağlıboya ile başladım. Şimdi o kadar kızıyorum ki kendime o fırsat bir daha asla kapımı çalmadı. Neyse nasip değilmiş.  Sonra evlendim kurs hayatım son buldu. Başlarda ufak tefek resimler yaptım ama uygun ortamım olmadığı için devamı gelmedi. Ah bir atölyem olaydı.
Yıllar yıllar sonra nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde suluboya yapmaya başladım ki ondan da hiç hoşlanmazdım. Kurstayken hocamızın isteğiyle bir tane yapmıştım da hiç sevmemiştim. Ama hep söylüyorum önyargılıyım ben🤷‍♀️
Suluboyaya başlayınca çizim konusunda ne kadar acınası bir halde olduğum ortaya çıktı ve kurs arayışına başladım. Oturduğum yerde hem çizim hem suluboya içerikli kurs yoktu Ahmet Öğreten 'in derslerine katılmak istedim ama saatler uymadı ve biraz uzaktı. YouTube dan falan biraz ilerlettim sonra Bilgievinde resim dersleri olduğunu öğrenip oraya başladım. Aslında anlatmıştım buraları bulursam eklerim şuraya....
Bir bakımdan çok iyi oldu benim için yeni insanlar tanımış oldum ama öte yandan tanıdığım her yeni insan sırtımda yük. Hani diyor ya Küçük Prens "bir ömür sorumlusun gönül bağı kurduğun her şeyden" işte ben sorumlu olmak istemiyorum. Ne kadar fazla insan seversem kalbim o kadar bölünüyor, ne kadar insan seversem beynimin düşünen yerleri o kadar  yoruluyor. Çünkü çok değer veriyorum insanlara, bazen haddinden fazla ve bu bir müddet sonra taşıyamayacağım yük olarak bana geri dönüyor, omuzlarıma biniyor. Belki de konfor alanımdan hiç çıkmamam gerekirdi. Belki kendi sınırlarım içinde, az ve öz olan insanlarla yaşamıma devam etmeliydim.

Resim diyorduk işte. Kendi tarzımı oluşturmaya çalışıyorum, mükemmeli aramaktan vazgeçtim artık sadece zevk aldığım ve beni çoook mutlu ettiği için resim yapıyorum.
Bir daha ki yazıda azıcık defterlerden bahsederiz😜
Hadi selametle..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Deprem

BABAANNEM İÇİN..